ABDURRAHMAN ÖRNEK ornekabdurrahman@gmail.com

KEMANIN TELLERİ

20 Ekim 2018 Cumartesi 06:54

Vurdukça küllenir tellerinin sancısı içimde, acıyla terennüm eden göçmen kuşları  gibi. Esir olma bahtsızlığına düşmüş,  öfkeli duygusal alışkanlıklarımı tellerinle kopar. Aşk acısıyla katmanlaşmış kabuğumu kır. Unuttur bana içimdeki harabe yıkıntıları. Beni ısrarlı tellerinin sesleri arasında çam yeşili gözlerde erit ki, her daim gizli gizli ağlamasın dertlerim. Nasıl söylersen söyle türkünü, sitem etmem bende bırakacağın hüzünlü aşk hatıralarına. Sen anlattıkça  ben dinlerim alın yazısının en berbatı olan Yusuf’un esirliğini, haramilerin kervanlarının  kuyudaki  paha biçilmez insan varlığının çığlığını  ıskalayarak geçtiklerini. Ruhumu, beni al götür hayaller ülkesine, çölün; gurbeti sonsuz ufuklarına, yağmur altında inim inim inleyen doğanın akıl almaz sırlarına. Her şeye iştahlanan nefisten putlarımı eze eze.
Öyle anlat ki beni, itiraz haya etsin söz etmekten. Sana sığınıyorum dışlamak isteyen içten pazarlıkçılara karşı. Sen vur teline, vurdukça ben yürekleniyorum.
Alışıyorum sana, ciğerlerimi yavaş yavaş tüketsen de. Yorgunum ama arınıyorum tellerin beni söyledikçe. Yalnızlık bana hiç bu kadar çekici gelmedi. Oysa yalnızlık bana göre değildi. Senin  dostluğunun bu kadar hayranı olacağımı  hiç düşünmemiştim. İtiraf edeyim  şu an mavisini parıltıya çevirmiş deniz gibiyim. Senin dostluğunla
kuşkularımı atıyorum, garipliği bırakıyorum. Kendimi seslerinin koynunda uyutuyorum. Seninle ruh-u acziyetimi dindiriyorum. Biraz gülümse, ıslık çal, hayallerini mırıldan. Unuttum ruhumda sızlayan yaşadığım en soğuk köşeleri , zehir olan güzellikleri, dışlanmayı… Sebepsiz yere dökülen göz yaşlarımla, bütün kötüler tarafından kötü ve suçlu sayıldıktan sonra,  senin çıkardığın nağmeli seslerle yaşadığım  küçük mutluluklar… Sanki yıllardır görmediğim dostumla karşılaşmış sıcak sohbet ediyorum. Bir kez kavuştum ya söz veriyorum bu sıcaklığı bozmayacağıma. Şu an seninle ruhumdaki kötülükleri silkeleyip atmak istiyorum. Yeter ki dokunaklı bir zaman hikayesi anlat,  ama ne anlatırsan anlat . İçerisinde mutlaka beni de anlatacağın sözlerin olsun. Yoksa da  ben kendimi bulurum. Beni bu ince çizgiden çıkar. Yalnız ve yoksun kalmak istemiyorum. Yeter ki hürriyet olsun  çölün ortasında bile olsa susuz ve gölgesiz kalmaya razıyım. 
Biliyorum ki şefkat ve sıcak teselli senin tellerinde, beni bu sessizlik ve yalnızlık matruşkasından kurtar artık. Kendime acımamdan, tedirgin olmamdan, yaşadığım bu şiddetli fırtınadan,  beynimdeki çıkmaz sorulardan, beni belirsizliğe sürükleyen sarsıntılarımdan sabır ve metanetle çıkmama yardım et. Ey dertli keman; haydi tellerin başlasın söylenmeye, şöyle beni al sıcak bir akşamın hanımeli kokan  bahçelerinden, kıyıların deniz kokularından savur ruhumun uçsuz bucaksız derinliklerine. Şu an kalbim boş, doldur tellerinle ve uçur beni gecenin ay ışıklı gökyüzü güzergahlarında. Dünyanın bu çıkmazlarının ne kadar da masalsı olduğunu, rüyalarımdan, güzellik uykusundan uyandırmadan dinlemek istiyorum seni. 
Kimsenin gitmeyeceği, hayal etmeyeceği yerlere götür beni, böyle olursa işte o zaman kendimi huzurlu ve özgür hissedeceğim. Tıpkı kartallar gibi yükseldikçe uzaklaşacağım aklına  tapan akıllılar(!) diyarından. 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #