Sendikal başarı veya başarısızlığın kriterleri nelerdir?
Bu sorunun cevabını, kısır sendikal rekabet zemininde bulmak mümkün değil.
Bu konuda kamuoyuna yansıyan tartışmaların büyük bir kısmı sendikaların birbirlerini suçlamak üzere yaptıkları açıklamalardan ibaret.
Sendikaların rakipleriyle ilgili değerlendirmelerinin de objektif olmasını beklemenin çok isabetli olmayacağını takdir edersiniz.
Bu yöndeki objektif kriterlerden birinin üye sayısı itibariyle çalışanların tercih ettiği sendika olmak ve en fazla üyeye sahip olmak olabilir
Üye sayısı kriterine göre işçi ve memur sendikalarından en fazla üyeye sahip olan on sendika ve sahip oldukları üye sayıları şöyledir:
Eğitim-Bir-Sen (Memur Sendikası) 433.7872
Hizmet-İş (İşçi Sendikası) 302.9113
Sağlık-Sen (Memur Sendikası) 251.5724
Türk Eğitim-Sen (Memur Sendikası)207.2565
Türk Metal (İşçi Sendikası)199.0336
Türkiye Belediye-İş (İşçi Sendikası)103.7477
Genel-İş (İşçi Sendikası)101.3748
Türk Sağlık-Sen (Memur Sendikası) 97.1949
Diyanet-Sen (Memur Sendikası) 83.65210
Eğitim-Sen (Memur Sendikası) 77.818
Yukarıdaki tabloya göre Türkiye’nin en büyük sendikasının Eğitim-Bir-Sen olduğu görülüyor.
İstatistiklere göre Milli Eğitim Bakanlığı ve yükseköğretim kurumlarında çalışan yaklaşık 1 milyon 200 bin eğitim çalışanının 780 bini sendika üyesi.
Eğitim öğretim ve bilim hizmet kolunda faaliyet gösteren 46 eğitim sendikası içinde en fazla üyesi olanı Eğitim-Bir-Sen olup, tek başına 433 bin üyeye sahiptir.
Eğitim-Bir-Sen dışındaki 45 Eğitim Sendikasının toplam üye sayısı ise 350 bin.
Yani eğitim öğretim hizmet kolunda sendikal durum “Eğitim-Bir-Sen ve diğerleri” şeklinde ifade edilse yeridir.
Peki, Eğitim-Bir-Sen’in 45 sendikanın tamamının toplamından daha fazla üyeye sahip olmasının sebebi nedir?
Rakip sendikalara göre Eğitim-Bir-Sen’in siyasal iktidara yakınlığı ve bu durumdan kaynaklı avantajlar.
Eğitim-Bir-Sen yöneticilerine göre ise bu durum kendilerinin sendikal çabaları ve başarılarının yanında diğer sendikaların ayrıştıran, çatışmacı, ideolojik ve çarpık sendikal anlayışları ve beceriksizlikleri.
Bu tartışmaya ışık tutacak olan şey, şüphesiz sendikaların tercih edilmelerinde etkili olan faktörlerin neler olduğu, üretilen sendikal hizmetin niteliği ve sendika üyelerinin sendikalarından memnuniyetidir.
Bu yönde bir araştırma da olmadığına göre bunu gösterecek olan zamandır.
Nitekim eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda daha önce Eğitim-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in yetkili oldukları, bunların sendikacılık yapma tarzlarını beğenmeyen eğitim çalışanlarının yetkili önce Eğitim-Sen’den, ardından da Türk Eğitim-Sen’den aldığını biliyoruz.
Eğitim-Bir-Sen’in geride kalan 9 yıl içinde yetkiyi hala elinde tutuyor olması ve rakipleriyle arasındaki üye sayısı farkını koruyor olması bir başarı kriteri kabul edilebilir.
Ancak üye sayısı itibariyle en büyük sendika olmakla beraber, yetkili olmanın zorlukları ve sorumlulukları göz önüne alındığında üye memnuniyeti ve yüksek sendikal beklentiden kaynaklanan riske an fazla muhatap olan sendika da Eğitim-Bir-Sen’dir.