Doğrusu bir senaryo yazarken ya da proje tasarlarken artık TV kadar internet ortamındaki yayını da düşünüyoruz.
Yani Sinema gibi büyük perde için tasarlanan hikâyelerin internet ortamındaki küçük ekranlarda oynatıldığında aynı zevki verememe gibi bir tehlikesi başladı.
Özellikle internet ortamında 1-2 dakikayı geçen videoların izlenme şansının çok düşük olduğu bir dünyaya doğru gidiyoruz.
Bu yüzden bir ara trend olan 5 saniyede filmler gibi TV-Sinema için normal süre ama internet ortamları için kısaltılmış versiyonlu işler karşımıza çıkarsa şaşırmamak gerekiyor.
İnternette video izleme alışkanlığı artıyor.
Şu an başta TRT olmak üzere tüm kanallar ve film şirketleri video sitelerinde kendi adlarına sayfalar ve kanallar açarak filmlerini oynatıyorlar.
Bizim gibi meşgalesi çok olup TV karşısına oturamayan seyirciyi internet ortamında yakalıyorlar.
Artık Sinema ve TV projelerinin tasarım ve çekim aşamasında internet yayıncılığını düşünmeleri gerekiyor.
Sinema özellikle ABD sineması 3D İmax teknolojisiyle büyüleyici etkisini sürdürmek istesede bu teknolojinin bile evlere girmesi elini zayıflatan bir gelişme.
Birde gerçek hayat hikâyeleri ve yaşanan skandallar artık sinemada anlatılan hikâyelerden daha ilgi çekici olmaya başladı.
Öyle haberler ve olaylara şahit oluyoruz ki filmlerde anlatılan entrikalı dünyaların alasını reel hayatta görüyoruz.
Bu durumda ilgi çekici hikaye arayanlar için sinemadan önce gerçek hayata bakmalarının yeteceği bir dünya sunuyor.
İnternet sinema olmuş yani.
Bu anlamda dizi ve sinemaya senaryo yazanların işi zorlaşıyor.
Şahsen senaryo yazan birisi olarak bu kadar emek verilen ve para harcanan dizilerin bir yıl sonra unutulup gitmesini kabullenemiyorum. Sektör öyle bir hale geldi ki şu an major kanallarda oynayan bir dizinin başrolü gelse karşıma otursa tanımam çünkü bu dizi enflasyonunda tanıyamamanız normal.
Ankara’da film ve TV çalışmalarında tanıştığınız her kişi size tecrübesini aktarırken Behzat Ç.de oynadığından, çalıştığından, teklif geldiğinden vs. bahseder. Bu yüzden Ankarada Behzat Ç.de oynamayan ya da çalışmayan yoktur. Aynı Ankara gibi tüm Türkiye nüfusu da bir şekilde bir dizide yada programda yer alarak TV’de ve sinemada gözükmesi akla uzak bir ihtimal değil. Neydi o Amerikalının sözü; Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır.(Andy Warhol abimiz bu sözüyle ayrıca başrollerinde R.De Nironun oynadığı ‘15 Minutes’ filmine ilham kaynağı olmuştur)
ÖNEMLİ BİR NOT: Sayın Başbakana, Çalışma bakanına ve SGK yetkililerine çağrı. Bilindiği gibi SGK kendisine kayıtlı emekli ya da çalışan hastalarının ilaç parasını ödemektedir. Geçen gün konuştuğum edebiyat öğretmeni bir arkadaşım göz tedavisi gördüğünü ama kullandığı ilacın kendisini kör olmaktan kurtaramayacağı için doktorun yeni bir ilaç yazdığını söyledi. ‘Eylea’ adlı bu ilaç faydalı olmuş. Fakat 2500 TL’lik bu ilacın parasını SGK ödemiyormuş. Hece dergisindeki yazılarından da tanınan bu değerli dostuma Allahtan şifa yetkilere de ilacın ödenmesiyle ilgili kendilerinden haber bekleyen tüm hastalara müjdeli haberler ulaştırmalarını bekliyoruz. Çünkü tek bekleyen arkadaşımız değilmiş. Seçimden önce atılacak bu adımın hükümete de faydası olacaktır.