“YENİ BİR TEKLİF VERİLMESİNİ İSTİYORUZ”
Genel Başkan Mahmut Arslan, Kamu Çerçeve Protokolü konusunda gelinen aşamayı değerlendirerek Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TÜHİS’e çağrıda bulundu. Arslan, “Teklifleri yeniden gözden geçirin ve kamu çalışanlarının kabul edeceği bir toplu sözleşme teklifini önümüze getirin” dedi. Arslan, yarın HAK-İŞ Yönetim Kurulu toplantısı olduğunu ve bu konunun ele alınacağını belirterek, “HAK-İŞ Yönetimi'nde bir dizi kararlar alacağız” diye konuştu.
Arslan, Yozgat’ta HAK-İŞ Konfederasyonu ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından ortaklaşa düzenlenen “Temel Çalışma Hakları İçin Sosyal Ortaklar ve Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Projesi” Sendika Yöneticileri Eğitim Programına katıldı.
“Teklifleri Gözden Geçirin”
Arslan, kamu toplu iş sözleşmesi görüşmeleri kapsamında altı kez görüşme yapıldığını anımsatarak, “Tabii ki uzadıkça çalışanların sabrı da azalıyor. Zaten ekonomik sıkıntılar, yüksek enflasyonun getirdiği ücretlerin erilmesi ve kaybeden bir işçi kesiminin toplu sözleşmesinin de altı ay gecikmiş olması hepimizi derinden etkiliyor ve üzüyor. Buradan da tekrar Kamu İşverenleri Sendikası TÜHİS'e ve Sayın Bakana bir kez daha çağrı yapalım. Bir an evvel en son verilen teklifleri yeniden gözden geçirin ve çalışanların, kamu çalışanlarının kabul edeceği bir toplu sözleşme teklifini önümüze getirin” dedi.
“Yeni Bir Teklif Verilmesini İstiyoruz”
Kamu İşveren Sendikası’nın birinci altı ay için yüzde 16 teklif ettiğini, beş aylık gerçekleşen enflasyonun ise yüzde 15 düzeyinde olduğunu ifade eden Arslan, dolayısıyla altı aylık ücret zammının daha alınmadan kaybedildiğini söyledi. Arslan, TÜHİS tarafından teklif edilen artışların kabul edilebilir düzeyde olmadığını kaydetti. “Hem Türk-İş hem de HAK-İŞ olarak bu konuda tavrımızı net bir şekilde geçtiğimiz hafta taraflar bir araya geldiği zaman söylendi ve bu teklifleri biz müzakere etmeyi uygun görmedik. Yeni bir teklif verilmesini istiyoruz” dedi.
Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların gayrisafi milli hasılasından aldıkları payın yüzde 60-65 düzeyinde olduğunu, OECD ülkelerinde çalışanların gayrisafi milli hasıladan aldığı payın yüzde 50-55 düzeyinde bulunduğuna dikkat çeken Arslan, aynı zamanda OECD üyesi de olan Türkiye’de ise çalışanların gayrisafi milli hasıladan aldığı payın yüzde 30 düzeyinde bulunduğunu ifade etti. Arslan, bunun da yoksullaşmayı beraberinde getirdiğini belirterek, yüksek enflasyonlu, kayıt dışı istihdamın yüzde 20’lerin üzerinde olduğu dönemlerde bir dönemlerde çalışanların, emekçilerin daha fazla kaybettiğini söyledi. Arslan, “Bir de toplu sözleşmeleri gecikirse toplu sözleşmeden elde edeceği haklar enflasyon üzerinde değilse çalışanların mağduriyetleri daha fazla artıyor” diye konuştu.
“Olumlu Rakamlar Bize Yansımıyor”
Türkiye’de makro ekonomik rakamlara baktığınız zaman olumlu gelişmeler yaşandığını Maliye Bakanımızın “zor olanı atlattık” dediğini anımsatan Arslan, “Dolar bazında Türkiye büyüyor ve Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası 1.350 trilyon dolara yaklaştı. Bu veri var. İkincisi enflasyon aşağı doğru iniyor. Burada da olumlu. Faizler zaman zaman yükselse de aşağı düşüyor. Üretim artıyor. İhracat devam ediyor. İstihdam tarihimizin en yüksek seviyesinde. İşsizlik oranları yüzde sekizlerin altına düşüyor. Bütün bu olumlu rakamlar var. Fakat bu olumlu rakamlar bize yansımıyor. Şimdi masaya gelen tekliflere baktığınız zaman bunların hiçbirisi dikkate alınmıyor” diye sordu.
“Türkiye’nin Sosyal Bir Restorasyona İhtiyacı Var”
Türkiye’nin büyüme, üretim ve ihracatta olumlu gelişmeler yaşandığına dikkat çekerek, “Bütün bunlar olumlu. Peki niye bunlar bize yansımıyor? Kural şu arkadaşlar. Yüksek enflasyonlu dönemlerde çalışanlar kaybeder, belli bir kesim kazanır” dedi. Arslan, Türkiye’nin yeni bir sosyal restorasyona ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Bize diyoruz ki bu pastadan hepimiz eşit pay alalım. Şimdi Türkiye büyüyor, büyümenin getirdiği imkanlar var ama biz zayıflıyoruz, güçsüzleşiyoruz. Onun için kamu sözleşmeleri burada önemli bir ölçek. Ben buradan Sayın Maliye Bakanımıza, Sayın Çalışma Bakanımıza ve TÜHİS'e bir çağrı yapayım. Lütfen bizi ve çalışanları tatmin edecek, bizi ve çalışanları mutlu edecek bir teklifi önümüze getirin” dedi.
“İnsan Onuruna Yaraşır Bir Toplu Sözleşmenin Yolları Açılmalı”
Türkiye’de gelir adaletsizliği sorununa da dikkat çeken, OECD ülkeleri içerisinde gelir dağılımının en kötü olduğu dördüncü ülke olduğunu ifade eden Arslan, gelir adaletsizliği sorununun çözülmesi talebini bir kez daha yineledi. Arslan, Türkiye'nin üretiminin, ihracatının arttığı, büyümesini sürdürdüğü bir dönemde “bütün zorluklara rağmen Türkiye'nin artık zoru geride bıraktığını söyleyen Sayın Bakan'ın çalışanların hakları konusunda fazla cimri davranmaması gerektiğini” kaydetti. Arslan, imzalanacak toplu sözleşmeler ile bütün sorunların biranda çözülemeyeceğini, ancak en azından insanca, insan onuruna yakışır bir toplu sözleşmenin yollarının açılması gerektiğini söyledi.
“Yönetimde Bir Dizi Kararlar Alacağız”
Genel Başkan Arslan, yarın HAK-İŞ Yönetim Kurulu toplantısı olduğunu ve bu konunun ayrıntılı bir şekilde ele alınacağını belirterek, “HAK-İŞ Yönetimi'nde bir dizi kararlar alacağız inşallah. Bu kararların hayata geçirilmesi konusunda da sendikalarımızın desteğini ve katkılarını inşallah bekleyeceğiz” diye konuştu.
“Filistin İçimizin Derin Yarası Filistin”
Genel Başkan Mahmut Arslan, Filistin ve Gazze'de olup bitenleri unutturulmak istenircesine Siyonist İsrail devleti tarafından yeni bir cephe açılmasının hepimizi derinden üzdüğünü ifade etti. Arslan, katil İsrail’in İran'a yönelik saldırılarına HAK-İŞ’in ilk andan itibaren şiddetle karşı çıktığını, kardeş Konfederasyonumuz İran’ın Hane-i Karger Teşkilatı'nı arayarak kendilerine hem başsağlığı hem geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunu, dayanışma duygularını ifade ettiğini söyledi. Arslan, bu haydutlar çetesine karşı milletimizin daha fazla hem bilinçlenmesi hem de bu haydutların neler yapmak istediklerini yeterince kavraması gerektiğini kaydetti.
Arslan, Gazze'de Filistin'deki soykırımın, katliamların insanlığın gözü önünde bir film seyreder gibi gerçekleştiğini belirterek, “Halbuki orada analar, çocuklar, yaşlılar, velhasıl bir halk yok edilmek istemiyor. Ve bu soykırımcı zihniyet, bu katiller sürüsü bunu dünyanın gözü önünde serbestçe yapıyorlar” dedi. Bu katiller sürüsünün durdurulması gerektiğini ifade eden Arslan, “Türkiye'nin de burada büyük bir sorumluluk aldığını biliyoruz. Ama daha fazlasını istiyoruz. Bu insanlık düşmanlarına karşı yeryüzünün bütün uluslararası kuruluşları da sessiz kalıyor. Biz buradan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Arap Birliği, İslam İş Birliği Teşkilatı, Avrupa Birliği, Afrika Birliği gibi uluslararası kuruluşların sessiz ve bütün bu katliamları görmezden gelmelerini asla kabul etmiyoruz. Her birisini buradan şiddetle kınıyoruz” dedi.
“Zorluklarımız Var Ancak Çözecek İmkanlarımız Da Var”
Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin daha güçlü, daha etkin ve bölgede daha fazla söz sahibi olacak şekilde güçlenmesi, gelişmesi ve büyümesi gerektiğini belirterek, “Eleştirilerimiz var, eksiklerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sosyal yapıda yapmaları gerekenler, mevzuat eksikliklerimiz var. Ancak bütün bu eksikliklerimizi bu ülkenin potansiyeliyle, gücüyle biz ortadan kaldırabiliriz” dedi. Türkiye'de bir kaos ortamı, bir kriz ortamı yaratılmaması gerektiğine de dikkat çeken Arslan, “Zorluklarımız var ama bu zorlukları çözecek imkanlarımız da var. İman varsa imkan var diye çok güzel bir sözümüz var. Bu ülkenin imkanları aslında bugün günden daha iyi bir ülke olabileceğimize işaretlerini veriyor” dedi.
Türkiye'nin imkanları, potansiyeli, gücü ve bölgedeki etkinliği dikkate alındığında, geleceğimiz için endişe edilmemesi gerektiğini belirterek, “Ama bu sorunların çözümü için de ülkemizi yönetenlerin de bizi dinlemelerini istiyoruz. Ülkede gelir dağılımı adaletsizliğinin olmadığı, verginin çok kazanandan çok az kazanandan az alındığı, gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak için toplu sözleşme düzeninin geliştirildiği, sendikal hakların ileriye taşındığı, toplu sözleşme haklarından ülkenin çalışanlarının tamamının yararlandığı bir modeli savunuyoruz ve istiyoruz. Bu Türkiye'nin de hayrınadır” diye konuştu.