SON EKLENENLER

EĞİTİM YÖNETİCİLERİ NE DİYOR?

Eğitimde özenle takip edilmesi gereken önemli bir alan da eğitim yöneticiliğinin seyri olmalıdır. Yöneticiler ne diyor, ne talep ediyor ve yıllar içindeki değişim onları nasıl etkiledi? Gidişatımız ne yöndedir? Alınması gereken önlemler var mıdır, varsa nelerdir? Zira en sık değişen mevzuat yöneticilerle ilgili olan mevzuattır.
27 Ekim 2025 10:52

Eğitimde özenle takip edilmesi gereken önemli bir alan da eğitim yöneticiliğinin seyri olmalıdır. Yöneticiler ne diyor, ne talep ediyor ve yıllar içindeki değişim onları nasıl etkiledi? Gidişatımız ne yöndedir? Alınması gereken önlemler var mıdır, varsa nelerdir? Zira en sık değişen mevzuat yöneticilerle ilgili olan mevzuattır.

Yaptığımız görüşmeler, yansıyan talep ve problemler, gözlemlerimiz eğitim yöneticilerimizin giderek kendilerini değersiz hissettiklerini gösteriyor. İş yüklerinin arttığını, teknolojik gelişmelerin işlerini kolaylaştırdığı kadar hızlandırdığını, diğer birçok kurum ve kuruluşların kendilerine iş yüklediğini, özellikle mülki amirlerin eğitim alanına yerli yersiz birçok müdahalelerinin olduğunu söylüyorlar.

Kendilerine inisiyatif bırakılmadığını, yetki-sorumluluk dengelerinin giderek aleyhlerine değiştiğini, ödül-ceza gibi yöneticinin elini güçlendirecek iki önemli argümanının ellerinden alındığını söylüyorlar. Okulların maddi yükünü kendi çabaları ile karşılarken özlük haklarının da gözetilmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Hâlbuki genel talep, öğretmenliğin asil iş, okul yöneticiliğinin ikinci görev olarak görüldüğü zayıf pozisyonlarının değiştirilmesi ve eğitim yöneticiliğinin profesyonel bir meslek olması yönündeydi. Makam tazminatının olması, sorumlulukları kadar imkânlarının da artırılması, görevlendirme değil kadrolu, süreye değil başarıya dayalı bir değerlendirme sistemi kurulması bekleniyordu.

Bu yolda son üç yıl içinde iki defa meclis gündemine gelen ÖMK süreci iyi değerlendirilemedi ve büyük bir fırsat kaçırıldı. Açık yüreklilikle ve bütün boyutlarıyla eğitim kamuoyu konuyu tartışabilseydi, üniversiteler katkı sunabilseydi belki daha güzel bir kanun çıkabilirdi. Ancak yine de bu konuda yapılabilecek çok şey var.

Bugünlerde yönetici görevlendirme yönetmeliği yeniden gündemde. Artık akademi var ve yeni bir aşamaya geçiliyor. Şimdi teknik ayrıntısına girmeden, yukarıda kısaca özetlediğim tespitleri de dikkate alarak yeni dönemin eğitim yönetimi yaklaşımının nasıl olması gerektiği üzerinde duralım:

Yeni yönetmelik; yöneticiye değerli olduğunu hissettirmelidir. Ona güvenildiğini, inisiyatif alanlarının artırıldığını, yetki sorumluluk dengesinin sağlandığını ifade etmelidir. Başarılı olduğu müddetçe hakkının korunduğu, yeniden sınava tabi tutulmayacağı belirtilmelidir. Kendini geliştirmeye teşvik edildiği, hizmet içi eğitimin sisteme ve ihtiyaç duyacağı alana uygun planlanacağı gösterilmelidir.

Yeni müfredatın uygulamaya koyulduğu, yeni yaklaşımın anlatılmaya çalışıldığı, Türkiye Yüzyılı hedefinin koyulduğu bir dönemde; yüksek performansı beklenen eğitim yöneticisini dikkate almamak büyük bir eksiklik olacaktır.

Mevcut idarecilerin hakları korunarak yürüyen sisteme zarar verilmeden, daha başarılı ve yetkin eğitim yöneticisi yetiştirmek, seçmek ve atamak üzere, sınav ve ek 1, ek 2 ne yapılacaksa ilk defa atanacaklar için yapılmalıdır.

Mevcut idarecilerin biriken tecrübelerinden faydalanacak usta çırak ilişkisi planlanmalıdır. Yoksa başarısız olan bütün girişimlerden sonra öğretmen ve idarecileri suçlamak kader olmaya devam edecektir.

Talat YAVUZ

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri

 

 

SENDİKA BÜLTENİ

SENDİKA HABER SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER