SON EKLENENLER

Yalçın, ‘4+4+4’ zorunlu eğitim sistemine yönelik saha araştırmasının sonuçlarını açıkladı

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Genel Başkanımız Ali Yalçın, Türkiye’de 2012 yılından itibaren uygulanan “4+4+4” zorunlu eğitim sistemine yönelik mevcut durumu değerlendirmek ve geliştirilmesi gereken yönleri ortaya koymak amacıyla öğretmen, okul yöneticisi, lise öğrencisi ve velilerden oluşan 36 binden fazla katılımcıyla yürütülen saha araştırmasının sonuçlarını açıkladı.
08 Temmuz 2025 14:06

Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) olarak yaptığımız “Türkiye’de Zorunlu Eğitim Sistemi’ne Yönelik Saha Araştırması”, sisteme dair sahadaki gerçek deneyimleri ve beklentileri bütüncül biçimde yansıtan ilk çalışmalardan biri olma özelliği taşıyor.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "4+4+4" zorunlu eğitim sisteminin mevcut durumunu ve geliştirilmesi gereken yönlerini ortaya koymak amacıyla yürütülen araştırmanın sonuçlarına ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Eğitim Bir-Sen olarak "4+4+4" zorunlu eğitime ilişkin geniş çaplı bir saha araştırması yaptıklarını ifade eden Yalçın, çalışmanın bu konuda bugüne kadar sahada yaptıkları en geniş çaplı araştırma olduğunu aktardı.

Araştırmanın 36 binin üzerinde katılımcıyla yapıldığını belirten Yalçın, araştırmanın zorunlu eğitimin son 4 yılını kapsadığını söyledi.

Bu kapsamda, araştırmaya lise öğretmenleri, idareciler, 11. ve 12. sınıf öğrencileri ile velilerin katıldığını belirten Yalçın, 17 binden fazla öğretmen, 7 bini aşkın idareci, 5 binden fazla 11. ve 12. sınıf öğrencisi ile yine 5 bini aşkın velinin çalışmaya dahil olduğunu ifade etti.

“Sistemin son 4 yılının yeniden ele alınmasına ihtiyaç var”

Araştırmanın 81 ilin tamamında uygulandığını bildiren Yalçın, şöyle devam etti:

"Çalışmanın ortaya koyduğu gerçeklik şudur; '4+4+4' zorunlu eğitim sistemimizin son 4 yılının yeniden ele alınmasına ihtiyaç var. Çalışmaya katılım gösteren öğretmen ve idarecilerin beklentilerini sorduğumuzda, yüzde 93’ünden fazlası, sistemin son dört yılında değişim yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Öğrenciler açısından da benzer bir beklenti öne çıktı.

Son 4 yılın yeniden eğitim sistematiği içerisinde bir tartışmaya tabi tutulması, çaprazlarının görülmesi, sosyal paydaşlarla bu konunun tartışılmasına ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim.

Toplumun beklentilerine ve hayatın gerçeklerine göre son 4 yılın yeniden ele alınması bir beklenti olarak katılımcılar tarafından çok net olarak ortaya konulmuş durumda."

Öne çıkan modeller: 3+1 ve 2+2

Ali Yalçın, araştırmada lise eğitiminin süresine ilişkin en fazla desteği alan iki seçeneğin öne çıktığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"Son 4 yılın 2+2 şeklinde, yani 2 yıl zorunlu 2 yıl isteğe bağlı ya da 3 yıl zorunlu 1 yıl isteğe bağlı olmak üzere özellikle lise eğitimi kısmında seçenekler gündeme geldi ve burada katılımcıların 2+2 kısmında biraz daha ağırlık ortaya koyduğu gözüküyor. Onun için eğitim otoritelerinin, sosyal paydaşların, Milli Eğitim Bakanlığının, dolayısıyla tüm paydaşların bu konuyu yeniden ele almasına ihtiyaç olduğunu görüyoruz."

Konuşmasının ardından Yalçın, bir gazetecinin 21. Milli Eğitim Şurası'nda zorunlu eğitim sisteminin gündeme gelmesine ilişkin sorusunu yanıtladı.

Sahanın beklentilerini yaptıkları araştırmalarla ortaya koymakla mükellef olduklarını vurgulayan Ali Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye genelinde 430 bine yakın eğitim çalışanının yer aldığı bir örgütüz. Bu nedenle lise eğitimine ilişkin saha çalışmamızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuda benzer açıklamalarda bulundu. Artık bu alanda kapsamlı bir mutfak çalışmasına ihtiyaç var. Biz de bu nedenle araştırmamızı duyurarak eğitimin tüm paydaşlarının sürece dahil olmasını sağlıyoruz. Bundan sonraki aşamada herkesin görüşünü ifade etmesiyle süreç şekillenecektir. Ancak bu süreci nihayete erdirecek olan, Milli Eğitim Bakanlığının vereceği karar ve 21. Milli Eğitim Şurası olacaktır.”

 

“Türkiye'de Zorunlu Eğitim Sistemi'ne Yönelik Saha Araştırması” verileri

Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve sendikası Eğitim-Bir-Sen tarafından yürütülen “Türkiye’de Zorunlu Eğitim Sistemi’ne Yönelik Saha Araştırması”, zorunlu eğitim sistemine dair sahadaki gerçek deneyimleri ve beklentileri bütüncül biçimde yansıtan ilk çalışmalardan biri olma özelliği taşıyor.

Araştırmada, Türkiye’nin 81 ilinden öğretmen, yönetici ve veli katılımı sağlanırken öğrenci grubunda 75 ilden veri toplandı.

Tüm coğrafi bölgeleri kapsayan araştırma, öğretmenler, okul yöneticileri, lise öğrencileri ve velilerden oluşan toplam 36 bin 118 katılımcı ile yürütüldü.

Araştırmaya katılanların 17 bin 762’si öğretmen, 7 bin 34’ü okul yöneticisi, 5 bin 415’i lise (11. ve 12. sınıf) öğrencisi, 5 bin 907’si ise lise çağında çocuğu olan velilerden oluştu.

Katılımcıların il dağılımı, ülke nüfus yapısını ve kamu çalışanlarının coğrafi dağılımını yansıtacak şekilde dengelendi ve ağırlıklandırıldı. En yüksek katılım İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden gerçekleşti.

Yönetici, öğretmen, öğrenci ve veli profili

Araştırmaya katılan okul yöneticilerinin yüzde 86,8’i erkek, yüzde 13,2’si kadın; yöneticilerin yüzde 42’si lisansüstü, yüzde 58’i lisans mezunu.

Öğretmen katılımcıların yüzde 59,6’sı kadın, yüzde 40,4’ü erkeklerden oluştu.

Öğrencilerin yüzde 54’ü kız, yüzde 46’sı erkek; yüzde 52,7’si 12. sınıf, yüzde 47,3’ü 11. sınıfta eğitim alıyor.

Velilerde ise cinsiyet dağılımı yüzde 51,6 kadın, yüzde 48,4 erkek şeklinde; eğitim durumu incelendiğinde ise velilerin yüzde 42,3’ü üniversite mezunu, yüzde 14,1’i lisansüstü, yüzde 22,5’i lise mezunu.

Zorunlu eğitim süresine dair beklentiler

Araştırmanın önemli bulgularından biri, zorunlu eğitim süresine ilişkin yaygın değişim talebi oldu. Katılımcıların büyük çoğunluğu, mevcut 12 yıllık zorunlu eğitim süresini uzun bulduğunu belirterek sistemin yeniden düzenlenmesini istedi.

Öğretmenlerin yüzde 93,8’i, okul yöneticilerinin yüzde 97,1’i, öğrencilerin yüzde 78,5’i ve velilerin yüzde 78,8’i 12 yıllık mevcut zorunlu eğitim süresinin kısaltılması gerektiğini ifade etti.

Mevcut sürenin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 5,3, yöneticilerde yüzde 2,5, öğrencilerde yüzde 19,7, velilerde ise yüzde 19,6 olarak belirlendi.

Zorunlu eğitimin süresinin uzatılması gerektiğini savunanların oranı ise tüm gruplarda yüzde 2’nin altında kaldı (öğretmenlerde yüzde 0,9; öğrencilerde yüzde 1,7).

 

Toplumsal ve ekonomik beklentilere uygunluk araştırıldı

Araştırmada, katılımcıların çoğu, zorunlu eğitim süresinin iş dünyasının beklentilerini karşılamadığını ve öğrencilerin iş hayatına daha erken atılmasını engellediğini belirtti.

“Zorunlu eğitim süresinin, toplum ve iş hayatının beklentilerine uygun olmadığı” görüşünü benimseyenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 75,2, yöneticilerde yüzde 82,8, velilerde yüzde 58,9 olarak ölçüldü.  

Sürenin öğrencilerin iş hayatına daha erken atılmasını zorlaştırdığını düşünenlerin oranı ise öğretmenlerde yüzde 83,7, yöneticilerde yüzde 90,2, velilerde yüzde 68,9 seviyesinde gerçekleşti.

Araştırmada, zorunlu eğitim süresinin uzunluğunun iş dünyasında ara eleman bulmayı zorlaştırdığı görüşü de öne çıktı. Bu görüşü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 87,8, yöneticilerde yüzde 93,1, velilerde ise yüzde 71,6 olarak belirlendi.

Okul terki riskleri araştırıldı

Araştırmada, zorunlu eğitim süresinin uzunluğunun okul terki riskini artırdığı görüşü de geniş kabul gördü.

Bu görüşe katılanların oranı öğretmenlerde yüzde 70, yöneticilerde yüzde 78,9, öğrencilerde yüzde 67,2, velilerde ise yüzde 52,6 olarak kaydedildi.


Mesleki yönlendirme ve lise son sınıf üzerine görüşler

Katılımcılar, zorunlu eğitim süresi boyunca öğrencilerin meslek seçimlerine yeterince yönlendirilmediğini ifade etti.  “Yeterli yönlendirme yapılmıyor” görüşünü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 66,6, yöneticilerde yüzde 71, velilerde yüzde 50, öğrencilerde ise yüzde 33 olarak kaydedildi.

Ayrıca, zorunlu eğitimin öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerini sınırlandırdığını düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 61,1, yöneticilerde yüzde 66,2, velilerde yüzde 61,8, öğrencilerde ise yüzde 77,2 oldu.

Araştırmada, lise son sınıfın işlevine ilişkin dikkati çeken bulgular elde edildi

Katılımcıların büyük bölümü, lise son sınıfın yapısının değişmesi gerektiğini belirtti.

“Lise son sınıf öğrencilerinin son yıl okula devam etmesinin gereksiz olduğu” görüşünü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 83,6, yöneticilerde yüzde 84,7, öğrencilerde yüzde 75,9, velilerde ise yüzde 47,3 olarak belirlendi.

Lise son sınıfın üniversite hazırlık ya da kariyer planlama yılı olması gerektiğini belirtenlerin oranı ise öğrencilerde yüzde 92,3, öğretmenlerde yüzde 90,4, yöneticilerde yüzde 88,8, velilerde ise yüzde 89,9 düzeyinde gerçekleşti.

 

Yeni lise modellerine yönelik beklentiler

Araştırmada, katılımcıların büyük kısmı, bireyselleştirilmiş, esnek ve modüler bir ortaöğretim yapısına destek verdi. Bu yapının uygun olduğunu belirtenlerin oranı öğrencilerde yüzde 83,7, öğretmenlerde yüzde 77,1, yöneticilerde yüzde 72,9, velilerde ise yüzde 65,5 olarak kaydedildi.

Öne çıkan modeller: 3+1 ve 2+2

Araştırmada, lise eğitiminin süresiyle ilgili en fazla destek gören modeller “3+1” yıl (3 yıl zorunlu + 1 yıl isteğe bağlı) ve “2+2” yıl (2 yıl zorunlu + 2 yıl isteğe bağlı) oldu.

“2+2” modeli görüşünü bildirenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 34,5, yöneticilerde yüzde 32,5, öğrencilerde yüzde 38,9, velilerde ise yüzde 28,6 olarak belirlendi.

“3+1” modeli görüşünü bildirenlerin oranı ise öğretmenlerde yüzde 18, yöneticilerde yüzde 14,7, öğrencilerde yüzde 31,4, velilerde ise yüzde 20 düzeyinde gerçekleşti.

Araştırmada lise eğitiminde “4 yıl” zorunlu model ise çok düşük oranda desteklendi. Bu modele destek verenlerin oranı, öğretmenlerde yüzde 2,9, yöneticilerde yüzde 1,7, öğrencilerde yüzde 9,8 ve velilerde yüzde 8,8 olarak belirlendi.

Sonuç

Eğitim-Bir-Sen olarak, büyük ölçekli bu araştırmanın ortaya koyduğu mesajları, ilgili tüm taraflara iletmeyi ve bir yol haritası oluşturmayı hedefliyoruz.

Araştırma bulguları, mevcut sistemin yalnızca süresiyle değil, içerik ve yapı yönünden de bütüncül olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermiştir.

Araştırmamızda elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda,  

- Zorunlu eğitim süresi, toplumun beklentileri ve hayatın gerçekleriyle uyumlu hale getirilmelidir.

- Esnek ve modüler yapıya sahip ortaöğretim modelleri üzerine çalışmalar yapılmalıdır.

- Mesleki yönlendirme, ortaokuldan itibaren sistematik hale getirilmelidir.

Araştırmanın, zorunlu eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması sürecine katkı sunmasını ve tüm paydaşların ortak akıl doğrultusunda hareket etmesini temenni ediyoruz.
 

 

 

 

 

SENDİKA BÜLTENİ

SENDİKA HABER SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER